Esnaf artık sabah dükkanı açıyor ama akşam siftah yapmadan kapatıyor. Üretimden uzaklaşan sermaye faize yönelmiş durumda. Parası olan bankada değerlendirmeyi tercih ederken, küçük işletmeler borçla, krediyle ayakta kalmaya çalışıyor. “Biz borçla dönmeye çalışıyoruz, ama bu yükle nereye kadar?” diyen esnafın sesi gittikçe daha çok yankılanıyor.

Tahtakale ve Mahmutpaşa çevresinde konuştuğumuz birçok tüccar, Ticaret Odaları ve sektör temsilcilerinin kendilerini görmezden geldiğini belirtiyor. “Kimse hâlimizi sormuyor, odamız var ama bize yok,” sözleri bölgedeki yalnızlığı ve çaresizliği ifade ediyor.

İSTOÇ’ta da durum pek farklı değil. Binlerce işletmenin bulunduğu bu dev ticaret merkezi adeta duraklamış durumda. Satışlar durmuş, kredi yükü işletmeleri iflasa sürüklüyor. Tüccarlar umutsuz: “Bir iki ay daha dayanabiliriz ama sonrası karanlık,” diyorlar.

Kredi kartı borçları esnafın belini bükmüş durumda. Günlük nakit akışı durduğu için insanlar artık asgari ödemeleri bile yapamıyor. Faiz birikiyor, borç sarmalı derinleşiyor. “Kartın limiti dolmuş, asgarisi bile ödenemiyor,” sözleri bu tablonun bireysel yansımalarını gösteriyor.

En çok da yüksek kira bedelleri şikâyet konusu. Satışlar düşmüşken kiraların yükselmeye devam etmesi işletmeleri zorluyor. “Her ay sadece kira için çalışıyoruz, dükkânı açık tutmak bile zorlaştı,” diyen esnaf, bu gidişatın sürdürülemez olduğunu söylüyor.

Çözüm konusunda herkes hemfikir: Faizler düşmeden ticaret canlanmaz. Üretimi ve ticareti teşvik edecek adımlar atılmazsa, İstanbul’un tarihi ticaret bölgeleri sadece geçmişin izleriyle baş başa kalacak. Esnaf, yetkililere sesleniyor: “Ticaretin kalbi atmazsa, ekonomi de nefes alamaz.”

Serbest piyasada döviz fiyatlarında işin detayı
Serbest piyasada döviz fiyatlarında işin detayı
İçeriği Görüntüle