Bu yıl için belirlenen 22 bin 104 TL’lik asgari ücret, yalnızca temel gıda ihtiyaçlarını kapsayan 26 bin 452 TL’lik açlık sınırının altında kaldı. Bir ailenin sağlıklı beslenme için yapması gereken harcamanın asgari ücretle karşılanamıyor olması, ekonomik daralmayı gözler önüne seriyor. Üstelik açlık sınırındaki artış, yoksulluk sınırına da yansımış durumda. Barınma, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçları içeren yoksulluk sınırı, 81 bin 602 TL’ye ulaşarak son yılların en yüksek seviyesine çıktı.

Kamu çalışanları ve emekliler için de tablo iç açıcı değil. En düşük emekli maaşı 14 bin 469 TL seviyesinde kalırken, bu tutarın bir ailenin yalnızca 16 günlük beslenme ihtiyacını karşılayabildiği belirtiliyor. Son bir yıl içinde açlık sınırı 6 bin 526 TL, yoksulluk sınırı ise 22 bin 249 TL artarak maaşlar üzerindeki baskıyı artırmış durumda. Gıda dışı harcamalar ise 55 bin 150 TL’ye yükseldi, bu da kira, fatura ve diğer giderlerin yaşam standardını doğrudan etkilediğini gösteriyor.

Gıda fiyatlarının yükselmeye devam etmesi ve enflasyonist baskının artması, vatandaşların alım gücünü zorlamaya devam ediyor. Ekonomistler, temel yaşam giderleri ile maaşlar arasındaki uçurumun büyümesi nedeniyle yeni ekonomi politikalarının kaçınılmaz hale geldiğini belirtiyor.

Türkiye’de geçim mücadelesi daha da zorlaşırken, ekonomik veriler asgari ücretle çalışan milyonlarca kişiyi doğrudan etkileyen kritik bir dönemin içine girildiğini gösteriyor. Önümüzdeki süreçte ücret artışları ve destekleyici ekonomik adımlar, toplumun beklentileri arasında yer alıyor.

İspanyol ICO ve Garanti BBVA iş birliğiyle Türkiye’deki şirketlere yeni finansman imkânı
İspanyol ICO ve Garanti BBVA iş birliğiyle Türkiye’deki şirketlere yeni finansman imkânı
İçeriği Görüntüle