Bu tablo, hem bütçe finansmanında hem de vergi adaleti tartışmalarında kritik bir kırılma noktasına işaret ediyor. Gelir düzeyinden bağımsız uygulanan dolaylı vergiler, düşük gelirli kesimler üzerinde orantısız yük oluştururken; dolaysız vergilerin payının düşüklüğü, ödeme gücüne dayalı vergilemenin zayıflığını ortaya koyuyor.
2025 Bütçe Kanunu’nda dolaylı vergilerin hedef payı %65,15 olarak belirlenmiş durumda. Bu oran, OECD ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye’nin vergi sisteminde adaletin değil, kolay tahsilatın önceliklendirildiğini gösteriyor. Faiz giderlerinin yüksekliği nedeniyle bütçe açığının büyük bölümü vergi gelirleriyle kapatılmak zorunda kalıyor. Bu da kamu maliyesinde yapısal reform ihtiyacını daha görünür hale getiriyor.
Uzmanlar, gelir ve kurumlar vergisi tabanlarının genişletilmesi, istisna ve muafiyetlerin sadeleştirilmesi, kayıt dışı ekonomiyle etkin mücadele ve temel ihtiyaçlara yönelik vergi yükünün azaltılması gerektiğini vurguluyor. Aksi halde bütçe açığını kapatma politikası, uzun vadede sosyal eşitsizlikleri derinleştirme riski taşıyor.






