Özellikle dar gelirli vatandaşlar için bu durum, barınma hakkını tehdit eden bir yük haline geliyor. Türkiye’de 1 metrekare toprağı dahi olmayan milyonlarca vatandaş, kiralık evlerde yaşam mücadelesi veriyor. Ev sahiplerinin 10–15 yıllık daireleri “sıfırlama” bahanesiyle kiracılara baskı yapması, toplumda büyük tepki çekiyor. Vatandaşlar, “10–12 yıllık otomobiller sıfırlanmadan satılabiliyorken, neden evler için bu dayatma yapılıyor?” diye soruyor.
Uzmanlar, bu baskının sadece ekonomik değil, psikolojik etkilerinin de ciddi boyutlara ulaştığını belirtiyor. Sürekli ev değiştirme zorunluluğu, belirsizlik ve maddi yük, kiracıların ruh sağlığını olumsuz etkiliyor. Psikologlar, barınma güvencesinin temel bir ihtiyaç olduğunu ve bu güvencenin zedelenmesinin toplumsal huzuru da tehdit ettiğini vurguluyor.
Bazı ev sahipleri, “nasıl olsa kiracı kullanıyor” diyerek bakım ve onarım sorumluluğunu kiracıya yüklemeye çalışırken sigorta yaptırma motivasyonundan uzaklaşıyor. Nasıl olsa kiracım var diyor!






