Eğitim

Vakıf Üniversitelerinde Rant Çöküyor mu?

Dev Zamlar Tercihleri Devlet Üniversitelerine Yöneltti, Kontenjanlar Boş Kaldı

2025-YKS yerleştirme sonuçları, yükseköğretimdeki ekonomik kırılmayı net biçimde ortaya koydu. Vakıf üniversiteleri, 2025-2026 akademik yılı için açıkladıkları zamlı ücretlerle kamuoyunun gündemine oturmuştu. Bazı üniversitelerde lisans programlarının yıllık bedeli 1,5 milyon TL’yi aşarken, birçok özel üniversite %80’e varan zamlarla dikkat çekmişti. Ancak bu fiyat politikası, öğrencilerden beklenmedik bir yanıt aldı: Tercihler devlet üniversitelerine yöneldi, vakıf kontenjanları boş kaldı.

Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) açıkladığı istatistiklere göre, devlet üniversiteleri neredeyse tam dolulukla yerleştirme sürecini tamamlarken, vakıf üniversitelerinde ciddi bir düşüş yaşandı. Örgün lisans ve ön lisans programlarında binlerce kontenjan boş kaldı. Özellikle başarı sırası barajı uygulanan bölümlerde doluluk oranları alarm verici seviyelere geriledi.

Bu tablo, yalnızca bir tercih eğilimi değil; aynı zamanda yükseköğretim sistemine yönelik toplumsal bir mesaj niteliği taşıyor. Öğrenciler, akademik kalite kadar ekonomik erişilebilirliği de göz önünde bulundurarak karar verdi. Aileler, çocuklarının eğitimini planlarken artık sadece başarıyı değil, sürdürülebilirliği de hesaplıyor.

Vakıf üniversitelerinin ücret politikaları, barınma ve yaşam maliyetleriyle birleştiğinde, özel yükseköğretim kurumları birçok aday için ulaşılmaz hale geldi. Taksitli ödeme seçeneklerinde bile ciddi fiyat farkları oluştu. Bu durum, vakıf üniversitelerinin stratejik bir dönüşüm geçirmesi gerektiğine işaret ediyor.
Uzmanlar, bu eğilimin önümüzdeki yıllarda daha da belirginleşebileceğini, vakıf üniversitelerinin yalnızca marka değeriyle değil, erişilebilirlik ve toplumsal sorumlulukla da rekabet etmesi gerektiğini vurguluyor.