Bal sektöründe 45 yılı geride bırakan Balparmak, ihracatta rekabet gücünü Türk Çam Balı ile artırmayı hedefliyor. Altıparmak Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, coğrafi işaretle tescillenen Türk Çam Balı’nın yalnızca ticari değil, ekolojik ve sektörel bir değer taşıdığını vurguladı. “Bu süreç, doğaya ve arıcılara karşı duyduğumuz sorumluluğun bir göstergesi” diyen Altıparmak, dünya çam balı üretiminin %95’inin Türkiye’de gerçekleştiğini hatırlatarak, bu alanda ihracatın stratejik bir fırsat sunduğunu belirtti.
Rekolte Artışıyla İhracat Hamlesi
2021’deki orman yangınlarında zarar gören Basra böceği popülasyonu bu yıl toparlandı. Arıcılar, son dört yılın en yüksek çam balı rekoltesine ulaşarak 15-16 bin tonluk hasat bekliyor. Geçen yıl bu rakam 11-12 bin tondu. Balparmak, balı doğrudan arıcılardan temin ederek 100’den fazla parametrede analizden geçiriyor ve güvenli şekilde tüketiciye ulaştırıyor.
Üretim Gücü ve Marka Konumu
İstanbul’daki 30 bin metrekarelik tesislerinde yıllık 32 bin tonluk paketleme kapasitesine sahip olan Balparmak, 1980’deki kuruluşundan sadece 11 yıl sonra Türkiye’nin en çok satan bal markası oldu. Euromonitor verilerine göre, bugün dünya çapında ilk 10 bal markası arasında yer alıyor.
Ar-Ge ve Takviye Gıda Atağı
Finansal olarak halka arz ihtiyacı duymadıklarını belirten Altıparmak, Ar-Ge yatırımlarının 10 milyon doları aştığını ve yıllık cironun %2’sinin bu alana ayrıldığını açıkladı. Takviye gıdalar konusunda yenilikçi ürünlerin lansmanına hazırlanan şirket, bu alanda da ihracat potansiyelini artırmayı hedefliyor.
Stratejik İşbirliği Arayışı
Altıparmak, “Bize katma değer sağlayacak ve markamızı ileriye taşıyacak stratejik işbirliklerine açığız” diyerek, Balparmak’ın küresel pazarlarda daha güçlü bir konum elde etme vizyonunu ortaya koydu.