Eylül ayında hem Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) hem de ABD Merkez Bankası (Fed) faiz indirdi. TCMB politika faizini 250 baz puan düşürürken, Fed 25 baz puanlık indirime gitti. Her iki kurumun da enflasyon tahminleri, resmi hedefin üzerinde seyrediyor. TCMB’nin 2025 sonu tahmini %28,5 iken hedef %24. Fed’in 2025 tahmini %3, hedefi ise %2.
Büyüme tarafında da benzer bir tablo var. ABD’de 2025 büyüme tahmini %1,4’ten %1,6’ya, 2026 tahmini %1,6’dan %1,8’e yükseltildi. Türkiye’de ikinci çeyrek büyümesi %1,6 ile beklentileri aştı. Ancak TCMB, büyüme varsayımlarını kamuoyuyla açık biçimde paylaşmıyor.
Fed’in karar sonrası düzenlediği basın toplantısında Bloomberg International muhabiri Michael McKee, Başkan Powell’a “Hedef hep iki yıl sonrasına erteleniyor; bu hedef erişilebilir mi?” sorusunu yöneltti. TCMB ise basın toplantısı düzenlemiyor; fakat kamuoyunda sık güncellenen yıl sonu hedefleri benzer eleştirileri tetikliyor.
Asıl ayrıştırıcı unsur ise siyasi müdahale düzeyi. Türkiye’de Mayıs 2023 seçimlerinden sonra TCMB’ye yönelik açık “faiz indir” çağrıları belirgin biçimde azaldı. Buna karşılık ABD’de Başkan Trump, Fed’i kamuoyu önünde sert biçimde eleştirmeye devam ediyor. Bu tablo, ironik biçimde “siyasi baskı”nın artık Washington’da daha görünür hale geldiğini gösteriyor.
Sonuç: Enflasyon hedefi öteleniyor, büyüme revize ediliyor, faiz indiriliyor. Bu merkez bankası Fed. Sorunun ironik cevabı, para politikasına siyasi müdahalenin adres değiştirdiğini gösteriyor.