Ancak bu sadece rakamsal bir gerileme değil; aynı zamanda tasarruf davranışlarında yaşanan stratejik bir kırılmanın da göstergesi.
Merkez Bankası’nın Yeni Hamleleri: KKM’den Çıkışa Teşvik
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), KKM’den çıkışı hızlandırmak amacıyla bir dizi düzenlemeyi hayata geçirdi. Bunlar arasında:
• KKM hesapları için belirlenen asgari faiz oranının politika faizinin %70’inden %50’sine düşürülmesi
• Yeni açılan ve yenilenen KKM hesapları için zorunlu karşılıklara faiz veya telafi ödemesi uygulamasının kaldırılması
• KKM’nin Türk lirasına geçişine ilişkin hedefin %70’ten %60’a indirilmesi yer alıyor
Bu adımlar, sistemin kontrollü biçimde küçültülmesini ve tasarrufların alternatif yatırım araçlarına yönlendirilmesini amaçlıyor.
KKM’den Çıkış Ne Anlama Geliyor?
Ekonomistler, KKM’nin gerilemesini üç temel eksende değerlendiriyor:
1. Para Politikası Normalleşmesi: Faiz ve kur istikrarı sağlandıkça KKM’ye olan ihtiyaç azalıyor.
2. Kamu Maliyesi Yükünün Hafifletilmesi: KKM’nin kamuya maliyeti 1 trilyon TL’yi aşmış durumda.
3. Tasarrufların Yeniden Konumlanması: Mevduat, tahvil, hisse senedi ve döviz gibi alternatif araçlara geçiş hızlanıyor.
TCMB eski başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara’ya göre, bu hamleler para politikasının uzun süre sıkı tutulabileceğine dair bir güveni de yansıtıyor.
Sektörel Yansımalar ve Beklentiler
KKM’nin küçülmesiyle birlikte bankacılık sektörü, mevduat kompozisyonunu yeniden şekillendirmek zorunda kalacak. Özellikle TL mevduatın cazibesini artıracak yeni ürünler, faiz kampanyaları ve dijital bankacılık çözümleri ön plana çıkabilir.
Yatırımcılar açısından ise bu dönüşüm, portföy çeşitlendirmesi ve risk yönetimi açısından yeni fırsatlar sunuyor.