Barışın sağlanmasıyla birlikte Ermenistan’da Türkiye’den gelecek turizm akımına dair beklentiler hızla yükseliyor. Erivan’daki turizm acenteleri, sınırların açılması ve karşılıklı ziyaretlerin başlaması halinde Türk turistlerin bölgeye büyük ilgi göstereceğini öngörüyor. Kültürel miras noktalarının yeniden keşfedilmesi, ortak tarih üzerinden kurulacak yeni turizm rotaları ve iki ülke arasında gelişecek “barış turizmi” konsepti, sektör temsilcileri tarafından heyecanla karşılanıyor.
Ekonomik alanda ise Türk müteahhitlik firmaları için doğabilecek fırsatlar konuşulmaya başlandı. Paşinyan’ın duyurduğu “Trump Barış ve Refah Yolu” projesi kapsamında altyapı yatırımlarının hız kazanması beklenirken, Ermenistan’da sanayi tesisleri, lojistik merkezleri ve ulaşım ağları için Türk yatırımcıların devreye girmesi ihtimali gündemde. Ermenistan’daki iş dünyası, bu sürecin ülke ekonomisine ivme kazandıracağı görüşünde.
İşsizlikle mücadele ve bölgesel kalkınma açısından da Türkiye ile kurulacak ekonomik iş birliği umut verici bir tablo çiziyor. Genç nüfusun istihdamı için Türk sermayesiyle kurulacak fabrikalar, teknoloji merkezleri ve eğitim projeleri, Ermenistan’da sosyal dönüşümün temel taşları olabilir.
Ermenistan medyasında “Türkiye ile barış, ekonomiyle taçlanacak mı?” sorusu sıkça sorulurken, halk arasında da bu yeni döneme dair olumlu bir beklenti hakim. Paşinyan’ın “Daha barışçıl bir bölge, daha güvenli bir dünya demektir” sözleri, artık sadece diplomatik bir mesaj değil; bölge halklarının ortak geleceğine dair güçlü bir umut olarak yorumlanıyor.