EKONOMİ

Dolaylı vergilerle dönen bütçe: adaletin bedeli mi, yükün adresi mi?

Türkiye’nin 2025 bütçe gerçekleşmeleri, vergi sisteminin omurgasını hâlâ dolaylı vergilerin oluşturduğunu gösteriyor. Ocak–ağustos döneminde bütçe açığı 907,6 milyar TL’ye ulaşırken, vergi gelirlerinin %62,62’si dolaylı vergilerden sağlandı. KDV ve ÖTV gibi tüketim üzerinden alınan vergiler, toplam vergi gelirlerinin neredeyse yarısını oluşturdu.

Bu tablo, hem bütçe finansmanında hem de vergi adaleti tartışmalarında kritik bir kırılma noktasına işaret ediyor. Gelir düzeyinden bağımsız uygulanan dolaylı vergiler, düşük gelirli kesimler üzerinde orantısız yük oluştururken; dolaysız vergilerin payının düşüklüğü, ödeme gücüne dayalı vergilemenin zayıflığını ortaya koyuyor.

2025 Bütçe Kanunu’nda dolaylı vergilerin hedef payı %65,15 olarak belirlenmiş durumda. Bu oran, OECD ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye’nin vergi sisteminde adaletin değil, kolay tahsilatın önceliklendirildiğini gösteriyor. Faiz giderlerinin yüksekliği nedeniyle bütçe açığının büyük bölümü vergi gelirleriyle kapatılmak zorunda kalıyor. Bu da kamu maliyesinde yapısal reform ihtiyacını daha görünür hale getiriyor.

Uzmanlar, gelir ve kurumlar vergisi tabanlarının genişletilmesi, istisna ve muafiyetlerin sadeleştirilmesi, kayıt dışı ekonomiyle etkin mücadele ve temel ihtiyaçlara yönelik vergi yükünün azaltılması gerektiğini vurguluyor. Aksi halde bütçe açığını kapatma politikası, uzun vadede sosyal eşitsizlikleri derinleştirme riski taşıyor.